Google’da “Sosyal Medya Ajansı” diye bir sorgu yaptım,
görünüşe göre Türkiye’deki her 10 şirketten 9’u sosyal medya ajansı… Hepsi de
süper bi en acaip uzman… Hele ki 3 ay önce toplantı yaptığımda, “Yahu biz bu
işlere girmekte çok geç kaldık, hiç de bilmiyoruz bu işleri” diyen bir fosil
reklam ajansının yeni kurduğu “Sosyal Medya Ajansı”nın web sitesindeki özgüven
patlamasını görünce dumura uğradım.
Eczacı bir arkadaşım var… Gittim “sosyal medya virüslerine
karşı aşı yaptırmak istiyorum” dedim. Bana “manyak mısın olm?” dedi… Ama “Bak
viral… falan” dediysem de dinlemedi beni… Stres içindeyim, ne zaman Facebook’a
falan girsem, şu maskelerden takıyorum (hani var ya kuş giribi falan gelince
moda olanlardan) ne olur ne olmaz…
Facebook’da bir kütle var ki; bunların işi gücü firmaların
açtığı yarışmalardan ürün kapmak, kendi aralarında ağ bile kurmuşlar… “Ayşeee
kııızzz koşşş… Zibirtciski firması… Duburovski veriyomuş… koş beğen kııız”
şeklinde organize olmuşlar…
Dünya tarihinde çok sanal değer satılmıştır… Ama “Beğen”
satın almak bu işini Nirvana’sı bir fenomendir…
Gencim, güzelim, yakışıklıyım…. Ben de “beğenilmek” istiyorum… Kaç paraysa vericem Zuckerberg… Heeey sana diyorum, 35 trilyon “Beğen” istiyorum…
Gencim, güzelim, yakışıklıyım…. Ben de “beğenilmek” istiyorum… Kaç paraysa vericem Zuckerberg… Heeey sana diyorum, 35 trilyon “Beğen” istiyorum…
Facebook’daki reklamların %90’ı neden abuk subuk ürünlere
ait çözemedim gitti. Kıl dökücü, yün çıkarıcı, arkadaş bulucu, kadın azdırıcı
vs.. Bunlardan nasıl bir sonuç çıkarmalıyım acaba? Ya nerede dangalak ürün
satan firma varsa Facebook’da… ya da nerede dangalak tüketici varsa Facebook’da…
Bilemedim…