27 Mart 2013

Sosyal Medya… Sosyal medya… Yedin bitirdin beni…

Demin çıkıp pencereden “Sosyal Medya Uzmanı Vaaaar mıııı?” diye bağırdım, 22 kişi koşarak gelmeye başladı… Pencereyi kapadım, perdeyi çektim, 2 saat boyunca dışarı çıkmadım… Akşam çıkarken 2 kişi hala kapıda bekliyordu… (Biri ayakta sigara içiyordu, öbürü herhalde yorulmuş olmalı ki merdivenlere oturmuştu)

Google’da “Sosyal Medya Ajansı” diye bir sorgu yaptım, görünüşe göre Türkiye’deki her 10 şirketten 9’u sosyal medya ajansı… Hepsi de süper bi en acaip uzman… Hele ki 3 ay önce toplantı yaptığımda, “Yahu biz bu işlere girmekte çok geç kaldık, hiç de bilmiyoruz bu işleri” diyen bir fosil reklam ajansının yeni kurduğu “Sosyal Medya Ajansı”nın web sitesindeki özgüven patlamasını görünce dumura uğradım.

Eczacı bir arkadaşım var… Gittim “sosyal medya virüslerine karşı aşı yaptırmak istiyorum” dedim. Bana “manyak mısın olm?” dedi… Ama “Bak viral… falan” dediysem de dinlemedi beni… Stres içindeyim, ne zaman Facebook’a falan girsem, şu maskelerden takıyorum (hani var ya kuş giribi falan gelince moda olanlardan) ne olur ne olmaz…

Facebook’da bir kütle var ki; bunların işi gücü firmaların açtığı yarışmalardan ürün kapmak, kendi aralarında ağ bile kurmuşlar… “Ayşeee kııızzz koşşş… Zibirtciski firması… Duburovski veriyomuş… koş beğen kııız” şeklinde organize olmuşlar…

Dünya tarihinde çok sanal değer satılmıştır… Ama “Beğen” satın almak bu işini Nirvana’sı bir fenomendir…

Gencim, güzelim, yakışıklıyım…. Ben de “beğenilmek” istiyorum… Kaç paraysa vericem Zuckerberg… Heeey sana diyorum, 35 trilyon “Beğen” istiyorum…

Facebook’daki reklamların %90’ı neden abuk subuk ürünlere ait çözemedim gitti. Kıl dökücü, yün çıkarıcı, arkadaş bulucu, kadın azdırıcı vs.. Bunlardan nasıl bir sonuç çıkarmalıyım acaba? Ya nerede dangalak ürün satan firma varsa Facebook’da… ya da nerede dangalak tüketici varsa Facebook’da… Bilemedim…

Demokrasi

Translate